1. Borç muaccel olmalıdır. Borcun muaccel hale gelmesi, alacaklının önceden bazı hazırlık çalışmalarını gerektiriyorsa alacaklı bunları yerine getirmediği sürece borçlu temerrüde düşmez.
2. Borcun ifasının mümkün olması gerekir. Borçlunun temerrüdünden bahsedebilmek için eğer ihtara gerek varsa, ihtar tarihinde edimin ifası mümkün olmalıdır. Dolayısıyla borcun ifası ihtardan önce imkansız hale gelmişse borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümler uygulanamaz.
İhtar ya da ihtar yerini tutan bir durum bulunmalı : Borçlunun temerrüdü için kural olarak borcun muaccel olması tek başına yeterli değildir. Alacaklının muaccel olan borcun ifası konusunda kural olarak borçluya ihtarda bulunmalıdır. İhtarın içeriğinin muaccel olan borcun ifasını istemeye yönelik olması gerekir. Eğer, ihtar, borçlunun borçlandığı edimi içermiyor veya sözleşmede yer alan koşullardan farklı talepleri içeriyorsa etkisiz olur ve borçlunun temerrüdüne yol açmaz.
Borçlar kanunu madde 101'e göre istisnai olarak bazı hallerde ihtara gerek olmaksızın da borçlu temerrüde düşer. Bu haller ;
Borcun ifa günü taraflarca açıkça tayin edilmişse ifa günü kesin olarak tayin edilmemiş ise temerrüt için ihtarda bulunmak zorunludur. Ancak ifa günü taraflarca önceden kesin olarak belirlenmişse ihtara gerek yoktur.
İfa gününün belirlenmesi taraflardan birinin iradesine bırakılmışsa;
Bu durumda ifa günü belirleme yetkisi kendisine tanınmış olan taraf ifa gününü belirleyip karşı tarafa bildirir ve belirlenen günde ifanın gerçekleşmemesi halinde temerrüt söz konusu olur.
İhtarın geçersiz ya da yararsız olması;
Borçlu alacaklıya önceden ihtar çekerek borcu vadesinde ifa edemeyeceğini bildirmiş veya borçlu iflas etmişse temerrüt için ihtara gerek kalmaz.
Borçlunun Kusurunun Gerekmemesi;
Borçlunun temerrüde düşmesi için borçlunun kusurlu olması gerekmez. Borçlunun temerrüdü kusur olmasa bile meydana gelir. Bu nedenle kusur, temerrüdün bir koşulu değildir. Buna karşılık borçlu temerrüde düşmede kusurunun olmadığını ispat ederek temerrüdün bazı yükümlülüklerinden kurtulabilir.